KAOTİK DÜĞÜMLER

Yazdır Yazdır 

Tom Kenyon kanalıyla

27 Nisan 2009

Yüksek veya düşük tutarlılık (düzenlilik) düzenlerine değişen herhangi enerjisel bir sistem, kalacağı yeni bir enerji haline yolculuğunda kaotik olaylardan geçer. Dünyanız bunun dışında değildir.

Bunu akılda tutarak, kaotik olaylarda gezegensel bir artış olacağını tahmin ediyoruz. Bununla büyük ölçekli kaotik bir olayın (olayların) yakında olduğunu kastediyoruz. Bu tür olaylara “Kaotik Düğümler” adını veriyoruz. Bunlar kaotik olayların geometrik gelişmelerinin habercisidir ve siz böyle bir düğümün eşiğindesiniz.

“Kaotik Düğümler” aslında birçok eşzamanlı bölgenin eşzamanlı olarak etkileşimiyle tahrik edilen kuantum dalga potansiyelindeki zirvelerdir.

Tartışmakta olduğumuz şeye bir metafor olarak suya bakalım, bundan dünya durumunuz için bir anlam çıkarmak istiyoruz.

Suyu kaynattığınız zaman, suyu oluşturan moleküller (atomik hidrojen ve oksijenin bağlanmasından oluşan) hızlanır. Siz bunu göremezsiniz, çünkü bu bölge görebilmeniz için çok küçüktür. Ama eğer kaba dokunursanız, sıcaklığı hissedersiniz. Isıtmaya devam ederken, su molekülleri daha da hızlanır, birbirlerine çok daha sıkça çarparlar, daha fazla sürtünme yaratırlar. Suyun bir kısmı daha yüksek titreşim hızına ulaşır ve doğasını sudan buhara değiştirir. Eğer bu noktada kaba dokunursanız, bunu sıcak olarak tanımlarsınız. Aslında, ellerinizi kaynayan suyun kabında uzun süre tutarsanız eliniz yanacaktır.

Suya ısı uygulamasından önce, suyun belirli bir enerji bölgesinde bulunduğu söylenebilir, siz bunu suyun sıcaklığı vasıtasıyla ölçebilirsiniz. Sıcaklık yükselirken, ısı uygulaması nedeniyle, su molekülleri daha hızlı hareket etmeye başlarken kaos artışı olur.

Eğer su molekülleri, insanın değişime direnç karakteristiğine sahip olsaydı, o zaman ısının arttığını ve oluşan kaosla mücadele etmenin zor olduğunu görürlerdi.

Su kaynama noktasına ulaştığı zaman, “Kaotik Düğüm” dediğimiz şeye girer. Bu, enerji halinin değişimidir ve eğer su kaynamaya başlamadan hemen önce su kabına bakarsanız, bunu görebilirsiniz.

Önce, yüzeye çıkmaya başlayan kabarcıklar olur ve bunlar suyun yüzeyine eriştikçe, buhar çıkar. Öncelikle, çok az buhar görürsünüz, ama kaptaki tüm su kaynama noktasına ulaştığında, “öfkeli fokurdama” denen şeyi görürsünüz. Bu noktada, su çok çalkantılıdır ve suyun çoğunluğu enerji halini sıvıdan (su) gaza (buhar) değiştirmeye başlar.

Burada işaret etmek istediğimiz nokta, “Kaotik Düğümün” öfkeli fokurdamaya değişen suya benzemesidir, bunda (sıcak olmaktan öfkeli fokurdamaya geçen su) doğal olarak buharlaşan ani bir değişim vardır. Ve “Kaotik Düğüm” tezahür ettiğinde, sonrasında nelerin olabileceğini tahmin etmek çok zordur.

Eğer siz, “Kaotik Düğüm”e henüz girmiş olan bu öfkeli fokurdamanın içindeki tek bir su molekülü olsaydınız, herhangi bir anda nerede olabileceğinizi bilmeniz için baskı altında olurdunuz. Kabın dibinde olabilirdiniz ve aniden hızla hareket eden ısı yayımı akımlarıyla yüzeye itildiğinizi bulabilirdiniz. Ve tahmin edilemeyen bir anda, enerji haliniz sudan buhara değişebilirdi.

Elbette bu bir benzetmedir. Ve sizlerin su kadar basit olduğunuzu ima etmiyoruz. Ancak “Kaotik Düğümler”in prensipleri hem sizin enerji sistemlerinizi hem de yerkürenin enerji sistemlerini de kapsayan tüm enerji sistemlerine uygulanır.

Söylediğimiz gibi, böyle bir “Kaotik Düğüm”ün zirvesindesiniz. Ve süreci başlatabilecek birkaç faktör vardır. Daha önce söylemiş olduğumuz gibi, “Kaotik Düğümler” birçok enerji bölgesinin eşzamanlı etkileşimiyle tahrik edilir. Ve artan güneş patlaması aktivitesi, bakteri ve virüs mutasyonları, ekosistem sıkıntıları, yiyecek ve suyun elde edilebilirliğini etkileyen iklim modellerindeki ciddi dalgalanmalar, volkanik ve deprem aktivitesini kapsayan yerküresel değişimler, finansal istikrarsızlık ve dünya olaylarını yönetmede politik becerisizlikleri (sadece bunlarla sınırlı değil) içeren büyük sayıda olası katalizörler vardır.

Bir “Kaotik Düğüm” sizin zaman çizginize eriştiği zaman, bu faktörlerin birçoğunun tırmanması ve önceden tahmin edilemeyecek şekillerde birbirleriyle etkileşmesi olasıdır.

Onu gördüğümüz şekliyle, sonraki on yılda, artan şiddet ve frekanstaki (sayılarının artması anlamına geliyor) diğer “Kaotik Düğümler” deneyimlemenizin olasılığı yüksektir.

Düşük enerji hallerinde ve buna eşlik eden bilincin düşük hallerinde kalmayı dileyen bir varlığın (örneğin ortalama bir insan) bakış noktasından, “Kaotik Düğümün” gelişiyle başa çıkılması kolay bir şey değildir. Bunun nedeni, kaos doruk noktasına erişirken, her türde tahmin edilemeyen olayların ve ilişkilerin ortaya çıkmasıdır. Birçok insan “Kaotik Düğüm”ün karşısında zihinsel ve duygusal dengesizliklere eğilim gösterecektir. Bu, onların realitenin çöküşünü algılamalarının sonucudur.

Aslında, gelen yıllarda, bireysel ve kollektif realitelerinizin birçok fasetleri (görünümleri) meydan okuyucu olacaktır.

Bizim perspektifimizden, “Kaotik Düğümler”deki bu artış, hem enerji – halinin kaçınılmaz bir yönüdür hem de yüksek bilinç boyutlarına geçişiniz için bir gerekliliktir.

Bildiklerini düşündükleri dünya önlerinde değişirken birçokları için bu zor bir zaman olacaktır. Ancak bu ayrıca hızlanmış tekamül için yoğun potansiyeli olan bir periyottur (bilincin yüksek boyutlarına geçiş anlamına geliyor). Bilincin yüksek boyutlarıyla, bu algılarla eşzamanlı olarak sınırlanmamış zaman ve mekan farkındalığını kastediyoruz. Şu anda, insanlık materyal varoluşunun keskin şekilde farkındadır, ama enerjinin diğer alemlerindeki (boyutlar) varoluşunun farkında değildir. İnsanlığın büyük bölümü kollektif olarak diğer enerji alemlerinin varlığını deneyimlediği zaman, Altın Çağ’a girecek.

Ama, sizler hala bunun doğum sürecindesiniz ve kollektif olarak bu realiteye doğmadınız.

Bazı bireyler artan kaosun ortasında bile bu geçişi yapıyorlar. Gerçekte, eğer hazırsanız, bu “Kaotik Düğümler” aslında enerji hallerinizi yüksek bir düzene değiştirmenize yardımcı olabilir. Bilinçteki bu geçişin sonucu, yeni ve alışılmışın dışında durumlarla başa çıktığınızda daha yaratıcı olmanızdır. Ve yüksek düzendeki bir enerji haline geçiş (artan tutarlılık/düzenlilik), sizler bedenlenmiş bir hayatta yaşarken bile zaman ve mekanın sınırlamalarının ötesinde olan aşkın doğanızı direkt olarak deneyimlemenizi sağlar.

“Kaotik Düğümler” sırasında tavsiyemiz, mümkün olduğu kadar çok Yükseliş Holon’u ile bağlantı kurmaktır. Bu enerji halinizi değiştirir ve realitenizin kaotik unsurlarından daha zarafetle ve daha büyük akışkanlıkla geçmenizi sağlar, “yanlış zamanda yanlış yerde” olmaktan ziyade, “doğru zamanda doğru yerde” olmanızı sağlar. Gerçekte, bizim görüşümüzden, bulunulacak doğru veya yanlış yer yoktur. Önemli olan kendisini sunan şeyle ne yaptığınızdır.

İnsanlık kollektif olarak yakın zamandaki bu “Kaotik Düğüm”e geçmeye başlarken, en çılgın bilim kurgu filmlerinizde bile hayal edebileceğinizden fazla, beklenmeyen şeyleri bekleyin. Sıkça Yükseliş Holon’una bağlanın. Kendi enerjinizi değiştirin. Bilinç merdiveninde yukarı çıkın.

Hathorlar

__________________________________

Tom’dan Düşünceler ve Gözlemler

Bu mesaj fiziğe değinmesine rağmen, kendini çok iyi açıkladığını düşünüyorum. Ve elbette su benzetmesinin yerinde olduğunu düşünüyorum, çünkü başka şey olmasa da, “ısı”nın yükseldiği görülüyor.

Bu özel mesajı aldıktan, Hathorlar’dan bu “Kaotik Düğüm”ün çok yakında olduğu ifadelerini berraklaştırmasını istedim. Yüksek varlıklarla deneyimim şu ki, onların bizden çok farklı bir zaman hisleri var ve bize ebediyet olarak görünen şey onlar için sadece kozmik bir göz kırpmadır.

Bu açıklamayı istediğimde, onlar bunu şimdi görürken, yeni ve alışılmadık şekillerde etkileşen artan kaosun çoklu bölgeleri olduğunu söylediler. Böylece, “Kaotik Düğümün” bizim zaman çizgimizde tezahür edeceği tam zamanın tahmini değişkendir.

Üç adet keyfi seçilmiş bölgeyi ele alarak bu Hathor kavramına bakalım. Birincisi, biyosferimizdir. Nedenleri ne olursa olsun küresel ısınma nedeniyle, yaşam alanı ve besin kaynaklarının kaybından dolayı yaban hayatı tehdit altındadır. Bu tehdit tüm türleri kapsıyor; stres nedeniyle üremeye son veren Madagaskar’ın Lemurları (maymun), yaşam alanları olan buzulların kaybıyla kutup ayılarının doğum yapmaya son vermesi, besin kaynaklarını yitiren balinalar, hatta oksijen üretmeye son veren bazı ağaç türleri. Bu, ekosistem diyebileceğimiz sadece tek bir bölgedir.

Sonra tüm dünyada zararlara neden olan gittikçe artan iklim anormallikleri var.

İnsan türleri olarak ekosistemin parçası olduğumuzu unuttuğumuz görülüyor. Besin zincirinin tepesinde olabiliriz ve çevremizi etkileyebilme açısından baskın türler olabiliriz. Ancak eğer diğer türleri etkileyen stresler onların doğumlarını etkileyecek kadar çok yoğunsa, o zaman sıradaki bizler değil miyiz?

Aslında, plastik biberonlarda kullanılanlar gibi bazı plastiklerin kullanımının oğlan bebeklerin üreme yeteneğini etkilediğini gösteren Kanada’da yapılan bazı kuvvetli çalışmalar var. Bu erkek çocukların bazılarının yetişkin olduklarında üreme sistemlerinin başarısız olduğunun artan sayıda kanıtları vardır. Lemurların adımlarını mı izleyeceğiz?

Burada etkileşen üç adet bölge var: 1) ekosistemin kendisi, 2) bitki ve hayvan yaşamında stres yaratan değişken iklim modelleri ve 3) ekoloji ve iklim bölgelerini radikal olarak etkilediği görülen teknolojik uygarlığımız.

Bu bölgelerdeki değişimlerdeki artış gittikçe hızlanırken, kaotik unsurlar doğal olarak ortaya çıkıyor.

Örneğin, son zamanlarda aslında reddedilmiş olan binlerce öğrenciye kabul edildiklerini e- maille bildiren büyük bir üniversitedeki karmaşa – büro işleriyle ilgili olsa da kaotik bir unsurdur.

Hathorların söylediği şey, aynı anda birbirleriyle etkileşen çok fazla bölgenin olması, kaosun hızının artmasıdır.

Sonuç olarak, küçük kaotik unsurlar işbaşındadır ve daha büyük kaotik unsurlar yaratmak üzere etkileşiyorlar. Etkileşen yeterince büyük kaotik unsurlarınız olduğunda, “Kaotik Düğümünüz” olur. Ve Hathorların dikkatimizi çekmek istedikleri şey budur.

Onların “yakında” sözcüklerine geri dönelim. Bir zaman çizgisi vermeleri için onlara baskı yaptığımda, mesajı verdikleri tarihten itibaren (27 Nisan 2009) birkaç haftadan sonrasından dokuz ay veya biraz daha fazlasına kadar olan periyotta herhangi bir zamanda tezahür eden bir “Kaotik Düğüm”ün yüksek olasılığını gördüklerini söylediler. Ama bunun sadece bir tahmin olduğunun üzerinde durdular. Zamanların değişkenliği “kabın ne zaman öfkeleneceğini” kesin bir şekilde söylemeyi imkansızlaştırıyor.

İşaret ettikleri şey, kaousun tekamül sürecinin doğal bir parçası olması ve bundan korkulmaması, ama bunun yerine bunun kendi kişisel tekamülümüzü daha çok hızlandırmak için bir araç olarak kullanılmasıdır – etrafımızdakilerin ne yaptıklarına ya da yapmadıklarına bakmaksınız.

Mesajları ile ilgili berrak olamadığım başka bir şey daha var. “Dünya olaylarını yönetmede politik becerisizlik” dediklerinde ne kastediyorlar? Bunun onlar için benim düşündüğümden daha geniş bir bağlamının olduğu ortaya çıkıyor.

Onlar için, politik becerisizlik olağan insan aptallığını, açgözlülüğü ve cehaleti kapsıyor ve bunu kaotik dünya olaylarının karışımına eklediğinizde, işleri daha da kötüleştirebilen ve muhtemelen kötüleştirecek olan bir kombinasyona sahip olursunuz.

Ama Hathorlar için beceriksizlik ayrıca bazı ülkelerin “gölge hükümetleri” tarafından ‘insanları kasten yanlış yönlendirmek ve bazı durumlarda, insanın kaderini manipüle etmek ve kontrol etmek’ hain ve kötü niyetini de kapsıyor. Hathorlar gölge hükümetlere değinmede spesifik olarak beceriksizlik sözcüğünü, onlar acemi veya yeteneksiz oldukları için değil, şu anda seçtikleri davranışlar (örneğin kontrol ve manipüle etmek) kendi gerilemelerine neden olduğu için kullandılar. Ve akıllı olmalarına rağmen, çıkışı olmayan bir yoldalar.

Tüm bunlar karışımın parçasıdır, iyi ve kötünün, güzel ve çirkinin karışımıdır.

Kollektif kabımızda her birimizin yaptığı şey, izlemeye değer bir şov olacaktır.

Son olarak, kozmik mutfaktan ne çıkarsa çıksın, Hathorların Yükseliş Holonu’nun bilinci değiştirmenin güçlü bir yolu olduğu ile ilgili yorumlarını kişisel olarak onaylayabilirim.

Bana Yükseliş Holonu’nu vermelerinden bu yana, her tür durumda deniyorum. Ve dünya, yaşamım ve insan hali ile ilgili korkmuş, kaderci ve genellikle negatif hissettiğim zaman bile, kendi enerji halimi ve algımı değiştirmede çok etkili olduğunu söylemeliyim.

Yükseliş Holunu ile nasıl çalışacağınızın tam bir tanımı şu linkte bulunabilir;

http://www.kosulsuz-sevgi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=575&Itemid=600

Onu döndürmenizi ve ne olduğunu görmenizi öneririm.

5 Nisan 2009’da Seattle’da gerçekleştirilen Gezegensel Yükseliş Holonu Meditasyonunun ücretsiz kaydını dinleyebilir veya indirebilirsiniz. http://tomkenyon.com/planetary-meditation

Gezegensel Meditasyon kaydı: http://www.box.net/shared/kai8rxzjl7

Kapanıştaki Ses Meditasyonu: http://www.box.net/shared/jdlbduot4e

Copyright 2009 Tom Kenyon. Tüm Hakları Saklıdır. Herhangi bir şekilde değiştirmediğiniz, yazarın ismini ve bu telif hakkı uyarısını eklediğiniz sürece herhangi bir ortamda kopyalayabilirsiniz.

(Çeviri: Saffet Güler)