NAKİL YAPTIRAN ADAM AYLAR SONRA DNA’SININ 5,000 MİL UZAKTAKİ BAĞIŞÇISININ DNA’SI İLE DEĞİŞTİĞİNİ KEŞFETTİ

Yazdır Yazdır 

Kemik iliği nakli aldıktan üç ay sonra, Nevada’da yaşayan Chris Long kanındaki DNA’nın değiştiğini öğrendi. Kanındaki DNA, bağışçısı Alman adamın DNA’sı ile yer değiştirmişti.

Çalıştığı şerif ofisindeki bir iş arkadaşı tarafından kanına tahlil yaptırmaya teşvik edilmişti. Bunun olabileceğinin sezgisine sahipti. Her şeyden önce bu prosedürün amacı: zayıf kanın yerine sağlıklı kan geldi ve bununla birlikte, kanın içerdiği DNA da geldi.

Ama yaşam kurtarıcı prosedürden dört yıl sonra, etkilenmiş olan yalnızca Long’un kanı değildi. Dudaklarından ve yanaklarından pamuklu çubukla alınan örnek kendi DNA’sını, ama aynı zamanda bağışçısının DNA’sını içeriyordu. Long ve diğer iş arkadaşları için daha da sürpriz olan şey, spermindeki tüm DNA’nın bağışçısına ait olmasıydı. Long “Ortadan kaybolmam ve yerime başka birinin ortaya çıkması oldukça inanılmaz diye düşündüm” diyor.

Long bir chimera olmuştu, iki set DNA’ya sahip olan nadir bir insan için kullanılan teknik terim. Sözcük ismini Yunan mitolojisinde aslan, keçi ve yılan bölümlerinden oluşan ateş – soluyan bir yaratıktan alıyor. Doktorlar ve adli bilim insanları bazı tıbbi prosedürlerin insanları chimera’lara dönüştürdüğünü uzun süredir biliyorlar, ama bağışçının DNA’sının kanın dışında tam olarak nerede ortaya çıkacağı suç ile ilgili uygulamalar ile çok nadir incelenmiştir.

Her yıl kan kanseri ve lösemi, lenfoma ve orak hücreli anemi gibi diğer kan hastalıkları için on binlerce insan kemik iliği nakli yaptırıyor. Onlardan herhangi birinin bir suçun faili veya kurbanı olarak ortaya çıkmaları olası olmamasına rağmen, bu fikir Long’un iş arkadaşlarının merakını uyandırıyor.

Uluslararası adli bilim konferansında sunulan Long’un vakasının imaları şimdi Nevada’nın çok ötesindeki DNA analistlerinin ilgisini yakaladı.

Ortalama bir doktorun bağışçının DNA’sının hastada kendisini nerede göstereceğini bilmesine ihtiyacı yok. Bunun nedeni bu tür chimera vakasının muhtemelen zararlı olmamasıdır. İnsanı değiştirmez. Stanford Üniversitesi Tıp Merkezinde kan ve kemik iliği nakli biriminin tıbbi yöneticisi Dr Andrew Rezvani “Beyni ve kişiliği aynı kalmalıdır” diyor.

Hastaların bazen kendisine bir erkeğin kanında kadın kromozomları olmasının veya bir kadının kanında erkek kormozomları olmasının ne anlama geleceğini sorduklarını ekledi. “Bu önemli değil” dedi.

Ama adli bilim adamı için, bu farklı bir hikaye. Suç yerinden DNA kanıtı toplarken suç araştırmacıları arasındaki varsayım, her kurbanın ve her failin arkalarında tek bir tanımlayıcı kod bırakmalarıdır – iki değil, buna 10 yaş genç ve binlerce mil uzakta yaşayan bir adam da dahil. Ve Washoe County şerif ofisinde suç laboratuarını yöneten Renee Romero, iş arkadaşının ona doktorunun bağışçı websitesinde uygun bir eşleşme bulduğunu ve kemik iliği nakli alacağını söylediği zaman, bir fırsat gördü.

“Bu DNA’nın bedenini nasıl ele geçirdiğini görmek için bu prosedürü yapmadan önce senden bir sürü örnek alıp test etmeliyiz” dedi.

Long kabul etti. Her ikisi de sağlıklı kan hücrelerinin üretimine zarar veren akut myeloid (iliksi) lösemi ve miyelodisplastik sendrom teşhisinden gelen etkileyici dikkati dağıtan şeyleri iyi karşıladı.

O zamanlar, “Hayatta kalacağımı bile bilmiyordum” dedi.

Dört yıl sonra, iyileşme döneminde ve işe geri döndüğünde, Romero’nun deneyi devam etti. Prosedürün dördüncü ayında, Long’un kanı bağışçısının kanı ile yer değiştirmişti. Dudaklarından, yanaklarından ve dilinden alınan örnekler, bunların da bağışçısının DNA’sını içerdiğini gösterdi, bunun yüzdesi yıllar boyunca yükselip iniyordu. Toplanan örneklerden, sadece göğüs ve başındaki kıllar etkilenmemişti. En beklenmedik kısım, prosedürden dört yıl sonra, spermindeki DNA’nın tamamen bağışçısının DNAsı ile yer değiştirmesiydi.

Washoe Şerif ofisinde suç uzmanı olan Darby Stienmetz “Chris’in artık var olmamasından şok olduk” dedi.

Şerif ofisinde adli bilim bölümünde suç uzmanı olan Brittney Chilton, “Eğer başka bir hasta bir nakile benzer şekilde tepki verseydi ve o kişi bir suç işleseydi, araştırmacıları yanlış yönlendirebilirdi” dedi.

Chilton chimera vakasını araştırmaya başladığında, bunun onları yanlış yönlendirdiğini öğrendi. 2004’te, Alaska’daki araştırmacılar suçla ilgili DNA veritabanına spermden çıkarılmış bir DNA profili yüklediler. Bu, potansiyel şüpheliyle uyuşuyordu. Ama bir problem vardı: adam o sıralar tecavüzden hapisteydi. Onun kemik iliği nakli adlığı ortaya çıktı. Bağışçısı, kardeşi en sonunda mahkum oldu.

Anchorage’da Alaska eyalet bilimsel suç belirleme laboratuarında çalıştığı zaman, 2005’te Alaska vakasını sunan Abirami Chidambaram, o zamandan beri bir başka endişe verici senaryo duyduğunu söyledi. Bu, cinsel saldırı kurbanının beyanından kuşkulu olan polis müfettişlerini kapsıyordu, çünkü kadım tek bir saldırgan olduğunu söylemişti, ama DNA analizi iki saldırgan olduğunu gösteriyordu. En sonunda polis ikinci profilin kadının kemik iliği bağışçısından geldiğini belirledi.

Benzer senaryolar ayrıca kurbanın kimliği hakkında karışıklık yaratabiliyor – ve gerçekte yarattı. 2008’de Yongbin Eom Seul, Kuzey Kore’de Ulusal Adli Hizmet için bir trafik kazasının kurbanını teşhis etmeye çalışıyordu. Kan, bireyin kadın olduğunu gösteriyordu. Ama beden erkek idi, ki bu böbreğindeki DNA ile onaylandı, ama dalak veya akciğerdeki DNA erkek ve kadın DNA’sı içeriyordu. En sonunda, kurbanın kızından kemik iliği nakli aldığı ortaya çıktı.

Long’un durumunun ayrıntıları kaçınılmaz bir soruyu ortaya koyuyor: Eğer Long’un bebeği olursa ne olacak? Alman bağışçının genlerini kendi gelecekteki soyuna mı aktaracak? Bu durumda, yanıt test edilmemiş kalıyor, çünkü Long ikinci çocuğu olduktan sonra kısırlaştırma ameliyatı yaptırdı.

Ama ya başka birinin durumunda? Bunu inceleyen üç kemik iliği nakli uzmanı, bunun ilgi çekici bir soru olduğunu kabul ediyor. Ayrıca Long’un durumunda olduğu gibi, nakilin sonucu olarak başka birinin genlerini devretmenin imkansız olduğunu kabul ediyorlar.

Bu, chimera vakasının başka formlarının karşılaştırılabilir şekilde kafa karıştırıcı senaryolar yaratmadığını söylemek değildir. Ayrı yumurta ikizleri bazen rahimde birbirlerinin DNA’ları alırlar; en azından bir vakada bu, bir adamın çocuğunun adamdan olmadığı görüldüğü zaman aldatmanın asılsız korkularına yol açtı. Başka bir vakada, bir anne DNA testinden sonra neredeyse çocuklarının velayetini kaybediyordu.

Ama bir bağışçının kan hücrelerin yeni sperm hücreleri yaratmamalı, diyor Rezvani. Long’u tedavi eden Kaliforniya Üniversitesindeki doktor Mehrdad Abedi bunu kabul ediyor; o Long’un sperminin bağışçısının DNA’sını içermesinin nedeninin Long’un kısırlaştırma ameliyatı olduğuna inanıyor. Dahil olan adli bilim insanları, daha ileri araştırmayı planladıklarını söylediler.

Long’un vakasını inceleyen herkes bir şeyde anlaşıyor: Long yaşıyor ve kaç tane insanın kemik iliği nakline onun gibi tepki vereceğini söylemek imkansız. Bu sadece adli analistlerin, DNA sonuçları toplanmadığı zaman gözönüne almak isteyebilecekleri ilgi çekici olasılıklarından biri.

Long Almanya ziyareti sırasında bağışçısı ile buluşup hayatını kurtardığı için ona teşekkür etmeyi umduğunu söylüyor.

New York Times

(Çeviri: Saffet Güler)

https://www.independent.co.uk/news/world/americas/dna-bone-marrow-transplant-man-chimera-chris-long-forensic-science-police-a9238636.html?fbclid=IwAR2mc9Z3zIy32Hdwwi6TKqsZEzDKVdOul0TsaTffZp4qLLJIokL1UFbrh2E